Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş, TV5’te Yunus Emre İşçi’nin sunduğu Düşünme Vakti programına konuk oldu. Nizamettin Kabaiş, kızının ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmadaki eksiklikleri anlatarak yetkililerden kızının şüpheli ölümünün aydınlatılması için destek istedi.

“Dosya çok eksik, çok yavaş ilerliyor”

Kabaiş, olayın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen adaletin yerini bulmadığını belirterek, “Rojin’in dosyası çok eksik ve yavaş yürütüldü. 1 yıldır biz acı çekiyoruz” dedi.

“Bu bir cinayettir”

Baştan beri olayın intihar değil cinayet olduğunu düşündüğünü ifade eden baba Kabaiş, “Baştan beri dedim, belli de oldu; bu bir cinayettir. Avukatlarımız gerekeni yapacak” diye konuştu.

“Rojin’in telefonu hâlâ açılmamış”

Kabaiş, soruşturmadaki teknik eksikliklere dikkat çekerek, “Rojin’in telefonu hâlâ açılmamış diyorlar. 2025’teyiz ama 50 sene geride kalmış gibiyiz” ifadelerini kullandı.

“Kızım ne deniz ne su görmüştür, korkar”

Rojin’in intihar etmiş olabileceği iddialarını reddeden baba, “Benim çocuğum neden intihar etsin? Rojin hayatında ne deniz ne su görmüştür. Korkar.” dedi.

“O kişiler yeniden sorgulanmalı”

Kabaiş, kızının kaybolmadan bir gün önce arkadaşlarıyla birlikte görüldüğünü de hatırlatarak, “Ayın 26’sında Rojin’le beraber oda arkadaşı ve başka iki kişi aynı yere gidip fotoğraf çektiriyorlar, kaybolduğu yerde. Rojin 27’sinde kayboluyor. O kişilerin de ifadesi iyi alınmalı.” diye konuştu.

“Katili bulun, kaç yıl sürerse sürsün”

İstanbul'da "kaynak yapan" 32 sürücüye 69 bin lira ceza
İstanbul'da "kaynak yapan" 32 sürücüye 69 bin lira ceza
İçeriği Görüntüle

Nizamettin Kabaiş, sözlerini “Çok acı çektik... ‘Rojin’e ne oldu?’ bu sorunun cevabını arıyoruz ama alamıyoruz. Katili yeter ki bulun, kaç yıl sürerse sürsün!” diyerek tamamladı.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Rojin Kabaiş, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisiydi.

27 Eylül 2024’te, akşam yemeğinden sonra kaldığı yurttan çıkarak dışarı gitti ve bir daha kendisinden haber alınamadı.

15 Ekim 2024’te, Van Gölü kıyısında bulunmuş, yaklaşık 18 gün sonra cesedine ulaşılmıştı.