Hayatı

1611’de İstanbul, Unkapanı’nda dünyaya gelmiştir. İlk eğitimine Unkapanı Şeyhülislam Hamit Efendi Medresesi’nde başlamış, eğitimini daha sonra Enderûn’a giderek sürdürmüştür. Güzel Kur’an okuması onun hayatının dönüm noktasını temin etmiştir. 1636 Ramazan’ında Kadir gecesinde Ayasofya’da okuduğu Kur’ân ile IV. Murad’ın dikkatini çekmiştir. Padişahın emriyle Kilâr-ı Hâs’a alınan Evliya Çelebi burada eğitimine devam etmiştir. Dört yıl boyunca sarayda kalan Evliya Çelebi burada çeşitli kimselerle tanışmış ve muhtelif konularda bilgi ve görgüsünü arttırmıştır. Çelebi’nin bilgi ve görgüsünün artmasına yol açan temel etkenlerden biri de çocukluğunun ve gençliğinin dönemin güngörmüş, tecrübeli, âlim ve fazıl kimselerin sohbetleriyle geçmesidir. Kendisindeki seyahat arzusunun şekillenmesinde de muhtemelen bu meclislerde geçen sohbetlerin etkisi olmuştur. 1683’te vefat etmiştir.

Evliya Çelebi, mükemmel bir gözlem gücüyle Osmanlı Devleti’nin ve diğer memleketlerin tasvirini yapmış ve özellikle halkın günlük yaşantısına dair son derece önemli bilgiler sunmuştur. Bunların yanında yol, şehir, kasaba, kale ve menzillerin durumu; dil, coğrafya, sanat tarihi vb. unsurlar; halkın inanç, âdet ve gelenekleriyle ilgili bilgileri de bizlere aktarmıştır. Bu aktarımların ardında, yüklendiği görev gereğince mensubu olduğu devletin gerek kendi sınırları içerisinde gerekse de komşu olduğu memleketlerin siyasi, idari, iktisadi, kültürel özelliklerinin tespitinin yapılması gibi istihbari bir durum sezinlenmektedir. Zira bazı yerlerde verdiği bilgiler, talimatnameler ve tespitler bunu izhar etmektedir. Tüm bunlardan hareketle Barthold, Seyahatnâme’nin Arapların önemli coğrafya eserlerini geride bıraktığını vurgularken; Franz Taeschner ise Seyahatnâmesi’yi ülkeler coğrafyasının Osmanlılar dönemine dair en önemli eseri olarak kabul etmiştir.

İslam Düşünürleri

Seyahatnâme

Kitâbül-buldân tarzında yazılan coğrafya kitapları ve Müslüman seyyahların Hac yolculuklarının anlatılması seyahatname literatürünün ilk örneklerini oluşturmuştur. Seyahatnâmeler İslâm düşünce ve bilim tarihinde şehir ve havzaların tanınmasında, insan ve toplum yapılarının anlaşılmasında, coğrafi özelliklerin ve imkânların ortaya çıkarılmasında ziyadesiyle önemli bir katkı sağlamıştır. Şüphesiz seyahatname literatürünün en önemli yazarları arasında İbn Cübeyr, İbn Battûta ve Evliya Çelebi ilk sırada gösterilir. Dünya tarihinin en önemli seyyahlarından olan Evliya Çelebi Seyahatnâme’de 1630’lu yıllarda İstanbul’dan başlayarak 1681’e kadar Osmanlı topraklarına ve komşu ülkelere yaptığı yolculukları bir araya getirmiştir. I. cilt İstanbul; X. cilt Kahire olmak üzere iki cildi Osmanlı Devleti’nin iki büyük şehrine ayırmıştır. II. cilt Karadeniz, Gürcistan ve Doğu Anadolu; III. cilt Orta Anadolu, Suriye, Filistin, Balkanlar; IV. cilt Doğu ve Güneydoğu Anadolu, İran; V. cilt İran, Balkanlar, Trakya; VI. cilt Sırbistan, Macaristan, Romanya; VII. cilt Almanya (Avusturya), Macaristan, Kırım, Dağıstan, Kafkasya; VIII. cilt Kırım, Yunanistan ve Arnavutluk; IX. cilt ise hac yolculuğuyla ilgilidir. Görüldüğü kadarıyla Seyahatnâme, bizlere özelde Osmanlı Devleti’nin, genelde ise XVII. yüzyılın bir ülkeler coğrafyası fotoğrafını sunmaktadır. Bu itibarla Evliya Çelebi kendisinden sonraki seyahatnâme literatürünün gelişiminde çok merkezi bir konumda yer almıştır. Netice itibariyle eserin daha sonraki araştırmalarda başucu kaynağı haline gelmesi Evliya Çelebi’nin İslam düşünce ve bilim tarihindeki yerinin muayyen sınırlarının ötesine taşındığının göstergesi mahiyetindedir.

Öne Çıkan Eserleri

  • Târîhî Seyyâh Evliyâ Efendi.

  • Seyahatname-i Evliya Çelebi: haz. Seyit Ali Kahraman ve Yücel Dağlı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2012.         

    Kaynak: İslam Düşünce Atlası
    Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu