Türkiye 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 2 yıkıcı depremle sarsıldı. 10 ilde büyük yıkım ve can kayıplarına neden olan depremlerde bölgelerde enkaz arama kurtarma çalışmaları aralıksız devam ederken yurtiçi ve yurtdışından da yardımlar aralıksız sürüyor.

Yurtdışından yardımlar bölgelere ulaşırken, İsrail’de yardım gönderen ülkeler arasında idi... Depremin ilk gününde İsrail Savunma Bakanı Gallant Milli Savunma Bakanı Akar'ı arayarak her türlü yardıma hazır olduklarını belirmişti. Deprem bölgelerinde enkaz arama kurtarma çalışmalarında İsrail ekibi de yer aldı. Ayrıca İsrail depremin etkilediği illerde sahra hastanesi kurdu. Bölgedeki yaralılara da tedavilerde yardım sağladı.

İsrail Dışişleri Başkanı Eli Cohen ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün bir araya gelerek basın toplantısı gerçekleştirdi. Cohen, İsrail'den gönderilen resmi heyetlerin yanı sıra İsrail halkından, sivil toplum örgütlerinden de yardım etmek için birçok telefon aldığını belirtti. Yardımcı olmak, hayat kurtarmak istediklerini ifade eden Cohen, burada sevdiklerini kaybedenleri korumak ve barınma sağlamak istiyorlar dedi. Bakan Çavuşoğlu İsrail'i mevkiidaşına teşekkürlerini iletmişti... 

İsrail akıllara Türkiye’de şuan yaptığı yardımlar ile gündeme gelse de İsrail'e teşekkürler yağdırılsa da ne yazık ki Filistin’e yaptığı işgaller, saldırılar ile hafızamıza ‘İşgalci İsrail’, ‘Siyonist İsrail olarak kazındı.  Türkiye’ye yaptıkları yardımlarda ne kadar samimi oldukları ise İsrail Meclis’inde yaşanan olayla daha da belli oldu.

İsrail Meclisi’nin üyesi olan Eman Hatib, Kahramanmaraş’ta meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından Türkiye ve Suriye’ye taziye dileyeceği esnada Siyonist milletvekilleri Türkiye'nin adına bile tahammül edemediler. Hatib, siyonist miiletvekileri tarafından "burada düşman ülkelerin adını anamazsın" susturuldu.

Bu görüntü karşısında bir kez daha İsrail'in gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıkarak İsrail'in Türkiye'ye karşı olan düşmani tutumu gözler önüne serildi.

Eman Hatib Kimdir?

Filistin asıllı milletvekili adayı Eman Hatib, İsrail ırkçılığına meydan okuyarak İsrail Meclisi'ne ilk başörtülü kadın olarak girdi.

İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden 4 partinin oluşturduğu Ortak Arap Listesi Bloku'nun, ortak listesinden seçimlere giren Hatib, İsrail'in kuzeyindeki Yafa en-Nasıra kentindeki evinde AA muhabirine konuştu.

Hatib, "Başörtülü bir kadın olarak beni aday olmaya iten inanç, sosyal, siyasi ve milliyetçi bir mesajdır." dedi. Bu adımın sadece bir mesaj veya bir görev olmadığını aynı zamanda toplum yararına değişim yapabilecek her insan için bir güven olduğuna inandığını vurgulayan Hatib, "İmkanı olan her insan bu alandaki rolünü üstlenmeli." diye konuştu.

"Halkımızın gücü, bilinci ve iradesiyle meclisteki gücümüzü artırarak, tarihsel bir başarıya doğru ilerlediğimize inanıyorum." ifadelerini kullanan Hatib, Meclis'e girmesi halinde kadınların karar verme pozisyonlarını almasının yolunu açacağına inandığını belirtti.

Meclis'e misafir olarak gittiği zamanlarda giriş izni olmasına rağmen başörtülü olmasından ötürü gerektiğinden çok daha abartılı bir şekilde arandığını ve güvenlikten geçtiğini anlatan Hatib, bu tür sıkıntıları aşmak için kadınların birbirlerine daha fazla destek olmaları gerektiğini vurguladı.

Hatib, makam hırsına sahip olmadığını ifade ederek şöyle devam etti:

"Filistin bizim ulusal kimliğimiz"

"Biz İsrail içinde yaşayan bu ülkenin asıl sakinleriyiz ve burada kalacağız. Evet İsrail vatandaşlığına sahibiz ancak Filistin bizim ulusal kimliğimiz. Bu topraklar bize baba ve atalarımızdan kaldı. Biz burada huzur içinde yaşamak istiyor ve evlatlarımıza da eğitim ve çalışma olanaklarının sağlanmasını istiyoruz. Makam için değil, haklarımızı almak için Meclis'e gidiyoruz."

Hatib, Meclis üyesi olma arzusunu yerine getirmenin zor olduğunu ancak hayatında kanser dahil birçok zorlukla mücadele ederek zaferle çıktığını anlattı.

Hatib, sözlerini şöyle tamamladı:

"Hayatımın her aşamasında zorluklar çektim. Ailemin çektiği maddi sıkıntı nedeniyle liseyi bitirdikten 4 yıl sonra üniversiteye kaydoldum. Hamdolsun mezun oldum. Bir hastalıktan dolayı doktorlar bana çocuk sahibi olamayacağımı söyledi ama Rabbime şükürler olsun bugün 4 çocuk sahibiyim. Hayatımda karşılaştığım en zor dönem ise kanser olduğum 2010 yılıydı. Ameliyat ve kemoterapiyle Allah'a şükürler olsun bir yılda kanseri de yendim."