TV5 Program Müdürü Yunus Emre İşci "Kurumlardaki Karmaşanın Yansıması" başlıklı bir yazı kaleme aldı 

İşte yazının tamamı:

Anayasa Mahkemesi ve aldığı kararlar özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sitemine geçişle birlikte sıklıkla eleştirilen bir kurum haline geldi. Hızını alamayan siyasilerden MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli 2021 yılında AYM için ‘’Anayasa Mahkemesi’nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır.’’ İfadelerini kullanmıştı. Bahçeli’nin sözleri o süreçte uzun süre tartışılmıştı. Gelelim günümüze.

Yargıtay 3. Ceza dairesi bir ilke imza atarak, tutuklu TİP Milletvekili Can Atalay için ‘’Hak ihlali’’ kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Karar sonrası iktidar kanadından ilk tepki Ak Parti siyasi ve hukuki işlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Hayati Yazıcı’dan geldi.  ‘’Öyle olaylar olur ki, analiz yapmak için, konuşsan da konuşmasan da sorun olur. Hiç ve asla olmaması gereken öylesi bir olay yaşıyoruz. Yazık, çok yazık. Devleti oluşturan erkler, sorun çözümler. Asla sorun üretmez, üretemez. Birbirini çelmeleyemez.’’ (Hayati Yazıcı) kıdemli hukukçuların defaatle söylediği bir söz var AYM hakkında; aldığı kararlar hoşumuza gitmese de kabul etmek zorundayız.

Bunun en somut örneklerinden biridir Refah Partisi için verilen kapatma kararı. 54. Hükümetin başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan AYM’nin partisi hakkındaki karar sonrası yaptığı açıklamada, ‘’Bu kararlar adli bakımdan birer vahim hatalar olsa dahi, bu bir hukuk devletinde atalı da olsa itaat edip uyulması gerçeğini ortadan kaldırmaz.’’ İfadelerini kullanıyor.

AYM’nin sitesindeki görev ve yetkileri kısmında ise ‘’Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler.’’ Olarak tanımlanıyor…

Ancak bunca kesin hükümlere rağmen Yargıtay ve AYM arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında yaşanan bu durum en hafif tabiriyle üzücü.