İsmail Müftüoğlu "Bizden söylemesi..." başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Tüm siyasi partiler mahalli seçimler dolayısı ile il il gezerek, kendilerini, programlarını tanıtmaya çalıştılar. Bazıları başarılı oldu bazıları ise başarı sağlayamadı, aldıkları oylarla da sınıfta kaldı.

İktidar partisi, tutumları ve icraatları neticesinde, büyük çapta oy kaybetti, ana muhalefet partisi ise uzun zamandan beri ilk defa birinci parti durumuna geldi. Yeniden Refah Partisi aldığı oyla, bir projenin partisi olduğunu gösterdi. Zira kendilerine has bir projeleri olmadığı ve babalarının söylemlerini de ka’le almadıkları halde, sadece oy almaları, açıklamamızı teyit etmiş durumdadır. Diğer partilerden Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Büyük Birlik Partisi, İYİ Parti ve maalesef Saadet Partisi de oy kaybederek, seçimi tamamladı. 

Her neyse, seçimler sonunda herkes şapkasını önüne koymuş, yapılan hataları düzeltmek için kollarını sıvamış durumdaki İYİ Parti kongre yenilemesini açıklamış, parti içinde yeni adaylar ortaya çıkmıştır. Görünen odur ki İYİ Parti'de kaos elan devam etmekte, oy kaybetmenin suçlusu aranmaktadır. Yani İYİ Parti kendini yenilemek için kollarını sıvamış durumdadır. Buna rağmen kan kaybını önleyemeyecektir. Çünkü başkanları tabanda güven kaybettirdi, güvenilmez atraksiyonlarda bulundu, böylece gerekli dersi aldılar.             

DEVA Partisi ve Gelecek Partisi tabanda makes bulmadığı için oy alamadı. Bunun başta gelen sebebi AK Parti'de iken yapılan yanlışlara karşı koymadıkları halde, genel başkanlıkları ve bakanlıkları ellerinden alındıktan sonra konuşmalarıdır. Onun için de tabanda tutulmadılar, teşkilatlarını tamamlayamadılar, sadece gövde gösterisiyle yetindiler. 

Saadet Partisi'ne gelince, ülkemizin her ilinde, her ilçesinde, her beldesinde teşkilatı olduğu halde, beklenilen sonucu alamadı. Çünkü teşkilatları aksiyona getirecek genel merkez, açıklamalarıyla, yeni projeleriyle, güvenilir kadrosuyla istenilen güçte ortaya çıkamadı. Saadet Partisi'nin oy kaybetmesinde yeni projelerle ortaya çıkmamasının, çalışması gerekenlerin zoraki çalışmasının, merkezin atak olmamasının, bilgi çağını yakalamış gençlere ulaşılamamasının, maddi imkânlarının da az olmasının mutlaka tesiri olmuştur. Ancak ehliyet ve kalifiye de dikkate alınmadan, seçime hazırlıksız çıkması da büyük etken olmuştur. 

Ayrıca tabanda genel merkezin politikalarına karşı bir tavır sergilendi. CHP ile vaki yaklaşım, gerekçesi anlaşılamadığından, tabanda tedirginliklere sebebiyet verdi, merkez taraftarlarını disipline edemedi. Onun için de tabandan beklenen efor kâfi gelmedi. Küskünler kenara çekildi, meydanlara çıkmadı, kapı kapı dolaşanların sayısı azaldı. Yoksa ‘Adil Düzen’ taraftarlığı devam etmektedir.

Sahada ‘Adil Düzen’ ekipmanlarıyla anlatılamadı, coşkulu mitingler yapılamadı, yeni heyecan üretilemedi. Sadece geçmişin avantajından istifade edilmeyle yetinildi. Onun için seçimde beklenilen oy alınamadı. Bunun sebebi mutlaka sorgulanmalıdır. Çalışmayanlar ayıklanmalı, gayret gösterenler de alkışlanmalıdır.

Bunun sorgulanması ancak yeni bir kongre ile olur. Bu kongrede her şey ayan beyan ortaya konmalı, ama bunu yaparken son derece müşfik olunmalı, suçlamalardan uzak durulmalı, sadece yöneticiler değil, yönetilenler yani tabandakiler de hesaba çekilmelidir. 

Çalışma kadrosu değiştirilecekse, bu da kardeşlik hukukuna dikkat edilerek yapılmalı, asabi davranışlardan, vahdeti bozucu tavırlardan uzak durulmalıdır. Eğer bir değişiklik düşünülürse;

1- Seçilmesi gereken kadro, daha muhtevalı olmalı, adil davranmalı, ağırbaşlı, güvenilir, hakşinas olmalı, itici-kırıcı ve kindar olmamalı, tam aksi gönül alıcı olmalıdır. Hırsıyla hareket etmeyenlerden seçilmelidir. Ayrıca tabanın beklentilerine cevap verecek kültürel yapısına da dikkat edilmelidir. 

2- Seçilecek olanlar tarafgir davranmaktan, kadrolaşmaktan, bölücü olmaktan uzak durmalı, mümkün mertebe akademik unvanları bulunmalı, istikrarlı konuşmalıdır. Zikzak çizmeyen, milletin beğenisini kazanabilecek insanlardan olmalıdır.

3- Milletimiz boy, giyiniş, bilgi, birikim, hitabet kabiliyeti, tecrübesi ile önde olanı tercih eder. Teşkilatla alakası olmayanlardan uzak durulmalı, ‘Milli Görüş’le hemhal olanlar tabanda makes bulacağı için heyecanı yeniden ateşleyecek birileri mutlaka aranmalı ve onlara işbaşı yaptırılmalı, görevden alınan olacak olursa onların da gönlü alınmalı, kirli mendil gibi kenara atılmamalıdır.

4- Siyasette tecrübe, cesaret, hitabet önem taşır. Seçilecek olanlar dik durmasını bilmeli, ürkmeden haksızlıklara karşı meydan okumalı, böylece meyus olan tabanı şevke getirerek, yeniden yayından fırlayan ok gibi hedefini vurmalıdır. Onun için bu konuda temkin, basiret ve feraset önem taşır vesselam. 

Aksi halde toparlanmak zor olur, aldırmayanların vebali de çok olur. Bizden söylemesi…                

Rahman ve Rahim,

Kadir ve Muktedir,

Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.

Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). Beylerbeyi – 25.04.2024