Yakın tarihe kadar AKP, Sedat Peker’le çalıştı.

İddialara göre Peker’e koruma polisi ve çakarlı araç verilmesi,

Peker’in, illerde AKP ve Cumhurbaşkanı lehine mitingler yapmış olması,

Seçim atmosferinde korku havası oluşması için “kanlarıyla banyo yapacağım” tehdidinde bulunması,

Hürriyet gazetesi baskını için kendisinden yardım istenmiş olması,

Karakolda milletvekilinin kemiklerini kırdırmış olması,

Bir siyasetçinin Peker’den aylık 10 bin dolar maaş alması,

Gazetecilerin, Soylu ile Peker arasında aracı olması…

MHP’nin ise Bahçeli’nin “dava arkadaşım” dediği Alaattin Çakıcı ile ilişkileri üst düzeyde.

Kendisine özel af çıkarılmış olması,

Muhalefet liderine tehdit mektupları yazması,

Mehmet Ağar ve ekibi…

“İş yerlerine çökmeler”

Ve daha bizim bilmediğimiz kişiler ve işler….

Kısacası iktidarın, kirli işleri ve kirli ilişkileri bir bir ortaya dökülüyor. Kimin tarafından? Bugüne kadar beraber çalıştığı Sedat Peker tarafından. Niye bugün?

Konuşulan Cumhur ittifakı, afla dışarı çıkan Alaattin Çakıcı’dan yana tercihini koyunca Sedat Peker boşa düştü, kendisine operasyon yapıldı. O da “beni yakanı yakarım” anlayışı ile konuşmaya başladı. Belki tüm konuşmaları doğru olmayabilir; ama pek çok iddianın halk arasında doğru kabul edildiğini söyleyebiliriz. Kaldı ki, Cemil Çiçek’in “Bu iddiaların binde biri bile doğruysa felâket ve sıkıntıdır.” Demesi, işin vahametini gösteriyor. Bundan dolayı savcıların harekete geçmesi gerekir.

İtham edilenler sıradan kişiler değil. İçişleri Bakanı, Mehmet Ağar ve oğlu Tolga Ağar, Medyadan Hadi ve Süleyman Özışık kardeşler, eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu ve diğer birçok kişinin yanında Kıbrıs, Kolombiya ve Venezuela’ya kadar uzanan, cinayet ve uyuşturucu ticareti … Ucu nereye ve kime dayanır, henüz belli değil.

Son 20 gündür Türkiye, Sedat Peker’in videolarını konuşuyor ve iddialarıyla çalkalanıyor. Sokaktaki boyacı ve pazarcı vatandaş konuşuyor, ancak Cumhurbaşkanı 20 gün sonra bugün İçişleri Bakanının arkasında olduğunu söyledi. Bugüne kadar manşet atmayan yandaş medya ve köşe yazarları muhtemelen yarın itibarıyla yazmaya çizmeye başlayacaklardır. Savcılardan ise henüz bir soruşturma duymadık.

Gerçi Cumhurbaşkanı “Zehirli yılanın torbasına giren sonucuna katlanır” diye daha önce bir açıklama yapmıştı. Bu torbaya girenler kim? Göründüğü kadarıyla zehirli yılan torbasına girmiş olan ve torbadan çıkanlar AKP’lilerdir. Acaba bunun için mi Cumhurbaşkanı bugüne kadar konuşamadı ve sadece izliyor? Saray çevresinde, Soylu, Albayrak, pelikancılar… ciddi bir mücadele içinde olduğu söyleniyor.

Sedat Peker’in kirli ilişkileri anlattığı ve seri hālinde paylaştığı videoları vatandaş heyecanla bekler hāle gelmiş. Yeni video paylaşımı için vatandaş saatini 07:29’a ayarlamış durumda.

Cumhur İttifakı’nın, seçim meydanlarında ülkenin bekası diye istediği oyların aslında partilerinin bekası olduğunu öğrendik.

Cumhur İttifakı’nın, devletin ve siyasî parti gücünü, din, iman, bayrak vatan gibi değerleri kullanarak, aile ve şahsî çıkarları için her yolu mubah gördüklerini bu iddialardan anlıyoruz.  İddia deniliyor ama, “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözünü de unutmamak gerekir.

AKP ve MHP’nin, iş birliği içinde oldukları Mehmet Ağar ve mafya liderleri üzerinden siyaset, medya, ticaret ve seçim atmosferini dizayn etmeye çalıştıklarını görüyoruz.

Hatta bugün Cumhurbaşkanının, Rize’de Meral Akşener’e yapılan saldırıya şiddetle karşı çıkması, Rize Valisi ve İl Emniyet Müdürünü belki görevden alması gerekirken “Gelin Hanıma Rize’de güzel bir ders verildi. Dua et ki ileriye gitmeden bir ders verdiler. Daha neler olacak neler…” demesi, büyük bir faciadır. Bu ifade, çete ve mafya gruplarını cesaretlendirmek ve teşvik etmektir. Bütün liderlerin ziyaretlerini tehlikeye atmaktır. Cumhurbaşkanı, bir an önce bu ifadesini düzeltmelidir.

Demek ki Demirel’in, “Devlet bazen rutin dışına çıkar” yani devletin mafyayı bir ihtiyaç olarak görme zihniyetinin, Cumhur İttifakı’nda devam ettiğini görüyoruz.

Dolayısıyla iktidar ve Cumhur İttifakı bileşenlerinin AKP, MHP, mafya babaları ve medya olduğunu da öğrenmiş oluyoruz.

Bu videolarla, AKP ve MHP iktidarında, “yeraltı dünyası ile yerüstü dünyasındakilerin” beraber çalıştıklarını siyaset, mafya, medya ve ticarî ilişkilerinin iç içe girdiğini, herkesin birbirine mahkûm ve muhtaç durumunda olduğunu görüyoruz.

 Temiz eller operasyonu gerek

Devlet, hiçbir zaman hak, hukuk ve adaletten ayrılmamalıdır.  Devlet, kirli işler ve karanlık kişilerle çalışmaz, çalışmamalıdır.

Devleti terör örgütlerinden, çetelerden ve mafya gruplarından ayıran şey, hukuka olan bağlılığıdır. Devlet, suçlu bile olsa kişiye hukuk dahilinde işlem yapmak zorundadır. Aksi durumda devlet olmaz.

Hiç kimse, devletin gücünü şahsî çıkar ve menfaatleri için kullanamaz.

Hiç kimse veya parti, kendini devlet diye gösteremez.

Kişiler ve partiler geçicidir, devlet kalıcıdır. Bir devletin bekasını bir kişiye veya bir partiye bağlamak en büyük yanlıştır. Devletin işleyişini tehlikeye atmaktır.

Ortaya çıkan iddialar bir daha gösteriyor ki, Türkiye’de temiz eller operasyonuna çok acil ihtiyaç vardır. Bu çürümüşlük ve kokuşmuşluk, bir iki kişinin görevden alınması veya kulağının üstüne yatmak ile temizlenmez. Bu sıkıntıların temel sebebi, sistem ve sahip olunan zihniyettir.

İktidar sakinleri ve savcılar, zaman kaybetmeden Peker’in iddiaları ve ismi geçenler hakkında ve İçişleri Bakanı Soylu’nun, Peker’den, “10 bin dolar aylık alan siyasetçi var. Eski İçişleri Bakanının oğlunun evinde para sayma makinası vardı” sözleri ve yargı ile ilgili söylediği iddiaları için de soruşturma başlatılmalıdır. Soruşturmanın selâmeti için İçişleri Bakanı ya kendisi istifa etmeli ya da görevden alınmalıdır.

İktidar yetkilileri ve ortağı Bahçeli, bu iddialarla ilgili soruşturmanın önünü açmak yerine her zamanki taktiği “Dış mihrak, beka meselesi, Türkiye Cumhuriyeti’ne operasyon, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yıpratma” olarak değerlendirmektedir.

Eğer bu iddiaların üzerine gidilmezse, hem devlet kurumları, hem iktidar, hem de yargı töhmet altında kalır. Soruşturmaların yapılması ve görevden almalar, kişinin suçlu olduğunu göstermez; aksine iddialar doğru değilse aklanmış olurlar.

Vesselâm.