Saadet Partisi Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın vefatının 14'üncü yılına ilişkin "Erbakan: Gençlik ve Heyecan" temasıyla anma programı düzenledi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın vefatının 14'üncü yılına ilişkin Saadet Partisi düzenlenen "Erbakan: Gençlik ve Heyecan" temasıyla düzenlenen anma programında konuştu
Arıkan konuşmasında şunları dile getirdi:
Tarihin eline verdiği mührü
Davası uğruna kullanan adam
Kim ne derse desin, fütur etmeyiz,
Seni seviyoruz, savunan adam!
Gergef gergef çile, çile yumağı,
Yalnız Allah'a sığınan adam
Çileyle yoğrulmuş bizler... hepimiz,
Seni seviyoruz, savunan adam!
Kıymetli Misafirler,
Gözlerinizi kapatıp, bir anlığına düşünmenizi istiyorum…
Sıcak bir yaz günü, bir meydanda toplanmış binlerce insan…
Heyecan dolu kalabalığın içinde, bembeyaz ceketiyle bir adam kürsüye çıkıyor. Gözlerinde, inancın ve azmin ışıltısı;
Kalbinde, milletin umudu, bir ümmetin kurtuluşu var.
O sesi duyduğumuzda hepimiz anlıyoruz ki:
Bu ses, bir ömrü vatanına ve milletine adamış, Savunan Adamın sesi.
Bu ses, "Önce ahlak ve maneviyat!" diyerek yola çıkan, Savunan Adamın sesi.
Bu ses, yılmadan, yorulmadan, engelleri aşa aşa yürüyen Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın sesi!
O, sadece bir siyasetçi değil;
O, milletin ruhunu ilmek ilmek dokuyan,
inanç ve azimle yoğrulmuş bir davanın önderiydi.
O, Necmettin Erbakan Hocamızdı.
"ERBAKAN HOCA'DAN ÖĞRENDİKLERİMİZ"
Sadece bizim değil, bir ülkenin, bir ümmetin hocası oldu.
Bize umut etmeyi, emek vermeyi, çalışmayı ve başarmayı Erbakan Hoca öğretti.
“Bu memleket düzelmez” dediler, memleket uğruna ibadet eder gibi çalışmayı Erbakan Hocamızdan öğrendik!
“Bu işler böyle gelmiş böyle gider” dediler, adaletin terazisini yeniden kurmayı Erbakan Hocamızdan öğrendik!
“Tek başına bir şey yapamazsın” dediler, Müslümanların birlik olup ayağa kalkabileceğini Erbakan Hocamızdan öğrendik!
“Hayal bunlar, olmaz” dediler, milletin umudunu gerçeğe dönüştürmeyi Erbakan Hocamızdan öğrendik!
“Üretemeyiz” dediler, ağır sanayi hamlesini başlatıp, motor üretmeyi Erbakan Hocamızdan öğrendik!
“Dünya düzeni böyle” dediler, hakkın üstün tutan “Yeni Bir Düzen” kurmayı Erbakan Hocamızdan öğrendik!
“Batılılar müsaade etmez” dediler,
Hürriyeti Kıbrıs dağlarına yazmayı Erbakan Hocamızdan öğrendik!
“Bir çiçekle bahar olmaz” dediler, dünyanın dört bir köşesinde;tankları yenen çiçekler yetiştirmeyi Erbakan Hocamızdan öğrendik!
İşte o bahar geldi.
İşte o bahar bu salondur.
İşte Milli Görüş buradadır!
"HER ZAMAN ANIYORUZ"
Değerli Misafirler, Tam 14 yıl oldu.
Cenazesinde, arkasında üzgün milyonlar vardı.
Ama arkasından; hepsinin sımsıkı sarılabileceği; tertemiz bir geçmiş, tertemiz bir dava bıraktı.
Onu anmadığımız tek bir gün bile yok.
Nasıl anmayız ki? Hala hepimiz demiyor muyuz: “Erbakan Hoca yıllar önce uyardı” diye.
Ülkemizde Siyonizm bilinmezken, bu ülkenin topraklarında Siyonizm’e karşı savaş açan Erbakan Hocamızdı.
Gazze'de yaşanan soykırımla birlikte haklılığını bir kez daha gördük.
Nice ülke hakkında dikkat çektiği konular ne acıdır ki, bir bir yaşandı ve hâlâ yaşanıyor.
Ülkemizde tüm muktedirler memnunken Faize savaş açan Erbakan Hocamızdı.
Çok söyledi, çok önlemler aldı.
Denk bütçeyi, faizsiz ekonomi modelini, yüksek maaşı bizzat kendisi gösterdi Türkiye’ye
Ne acıdır ki, bugün; tüm uyarılarına rağmen,
faize ve enflasyona mahkûm edilmiş bir Türkiye'de yaşamak zorunda kalıyoruz..
Öyle bir ana geldik ki,
Yıllar önce “bakın ben bu kara bulutları görüyorum, yapmayın, etmeyin, yarın dövecek diziniz dahi kalmaz” dediği günlere geldik.
Evet onu anmayacağız tek bir gün yok.
Öngörüsü hala yolumuzu aydınlatıyor.
Allah makamını âli eylesin.
"ERBAKAN HAFTALARI"
Değerli Misafirler, Saadet Partisi olarak 14 yıldır, şubat ayının son haftasını “Erbakan Haftası” olarak idrak ediyoruz.
Her sene, Erbakan hocamızın bir yönünü ele alarak anmaya ve anlamaya çalıştık.
Bir sene Erbakan Hocamızın Yeni Bir Dünya idealini
Bir sene nezaket ve dürüstlüğünü
Bir sene adil devlet ve insanca yaşam idealini
Bir sene Ahlak, adalet ve barış düşüncesini
Ve geçen sene de Milli Görüş Belediyeciliğini tema olarak belirlemiştik.
Bu sene de; çok ihtiyaç duyduğumuz,
Erbakan hocamızla özdeşleşen bir tema belirledik: “Erbakan, Gençlik ve Heyecan”
"TARİH VE GENÇLİK"
Değerli misafirler,
Tarih boyunca toplumsal değişimler, iyiliği ve adaleti hâkim kılma çabaları, büyük oranda gençlerin omuzlarında yükselmiştir.
Tarihî örneklere baktığımızda;
● Hz. İbrahim gençliğinde zulme başkaldırmıştı.
● Hz. Musa gençliğinde Firavun’un sarayında hakikati savunmuştu.
● Ashab-ı Kehf hiç şüphesiz iman etmiş gençlerdi.
● Hz. Peygamber (sav) gençlerin omzunda, sahabe-i kiram ile toplumsal bir dönüşümü gerçekleştirmişti.
● Malazgirt’te, Kosova’da, Niğbolu’da bir kılıç olup parlayanlar hep gençlerdi.
● Sultan Fatih, İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşında bir delikanlıydı.
● Cihan Harbi’nde, Kurtuluş harbinde memleketi kurtaran yine iman ve azim dolu gençlerdi.
Tarihteki tüm hak, adalet ve özgürlük mücadelelerinde gençliğin büyük rol oynadığını görüyoruz.
Bugün de dünyada hak arayışının, merkezine baktığımızda, yine gençliği görmekteyiz.
"ERBAKAN, MİLLİ GÖRÜŞ VE GENÇLİK"
Erbakan Hocamız da yola çıkarken etrafında hep gençler vardı.
1969’da Bağımsızlar Hareketiyle Konya’ya gittiğinde etrafında yüzlerce gençle, tüm Konya’yı karış karış gezdi.
Türkiye’nin ilk Think-Thank kuruluşu ESAM’ı kurarken yanında yine gençler vardı.
Hükümet ortağı olduğunda, bakanlar kurulunda genç, inançlı ve azimli dostları vardı.
Kıbrıs barış harekatını birlikte yaptılar.
Devlet Planlama Teşkilatında beraber çalıştığı dostları hep gençti.
O pırıl pırıl gençlerden biri, yıllar sonra;
Türkiye’nin en karanlık döneminde Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak için
Sağlığını hiçe sayarak çalıştı,
Türkiye’nin geleceğini düşünen, insanlarla bir masada buluştu.
AYNI ERBAKAN GİBİ UMUT OLDU.
İŞTE O GENÇ BUGÜN ARAMIZDA.
BİZE UMUT OLMAYA DEVAM EDECEK İNŞALLAH.
Yüksek İstişare Kurulu Başkanımız Muhterem Temel Karamollaoğlu beyefendiye bir kez daha huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.
Muhterem efendim Cenab-ı Allah sizlerden razı olsun, sağlık ve afiyetler diliyorum.
Değerli misafirler,
Milli Görüş hareketi gençlerin omuzlarında yükselmiş bir harekettir.
İnşallah bundan sonra da, burada bulunan ve salonu heyecanlarıyla kuşatan genç kardeşlerimizin heyecanıyla yükselecektir.
İşte bu nedenle, bu sene Erbakan Hocamızı anarken “Erbakan, Gençlik ve Heyecan” temasını seçtik.
"GENÇLER: ÜMMETİN VE ÜLKENİN EN BÜYÜK SERMAYESİDİR"
Kıymetli misafirler,
Gençler, ümmetin ve ülkenin en büyük sermayesidir. Merhum Hocamızın, bu yaklaşımını çok sayıda demecinde görmekteyiz.
O, siyasî ve iktisadî büyük projelere imza atarken dahi; önceliği “gençliği yetiştirme” meselesine veriyordu.
"BİR GENÇ OLARAK: ERBAKAN"
Bu yüzden, gençliğin önemi üzerine yaptığı vurgular yalnızca bir söylemden ibaret değildi; bizzat kendi hayatı bunun en büyük ispatıydı.
İşte tam da bu noktada, “Bir Genç Olarak Erbakan” ifadesi, aslında bizlere onun mücadelesini ve karakterini tanımamız için güçlü bir kapı aralamaktadır.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan denince çoğumuzun zihnine, ilerlemiş yaşına rağmen gece gündüz çalışan, konferanslar veren, mitinglerde heyecan dolu konuşmalar yapan bir lider gelir.
Hâlbuki onun gençlik dönemine baktığımızda, henüz üniversite sıralarında iken zekâsı, çalışkanlığı ve “İslam dünyasının kurtuluşu için” duyduğu endişesiyle öne çıktığını görürüz.
Erbakan Hocamız, genç denebilecek yaşlarda bilimsel çalışmalar yapmış; millî sanayi projelerini daha o yıllarda kafasında şekillendirmişti.
İstanbul Teknik Üniversitesi gibi bir ilim ve mühendislik merkezinde pek çok başarılı işe imza attı. Daha o zamanlarda bile genç dimağında, “Yeniden Büyük Türkiye” idealinin tohumları yeşermekteydi.
Onun gençliğini sadece akademik başarılarla sınırlı görmek eksik kalır.
Zira o dönemde dahi; kendisini İslam dünyasının sorunlarıyla meşgul eden bir ruh dünyasına sahipti.
Manevi rehberlerinin işaret ettiği “İslam birliği” fikri, onun genç yüreğinde heyecan buluyordu.
Kendisi de ilerleyen yıllarda sık sık, “Genç; inancı ve ideali uğrunda fedakârlık yapabilendir” diyerek gençliğin omuzlayabileceği davanın büyüklüğüne atıfta bulunuyordu.
İşte onun gençlik dönemi, ilim ve aksiyonun iç içe geçtiği bir zaman dilimidir.
Bu ikili arasında denge kurmayı başardığı içindir ki,
ilmiyle sadece kendi geleceğine değil, tüm ümmetin ve tüm insanlığın geleceğine hizmet edecek adımları inşa edebilmiştir.
"TÜRKİYE’DE GENÇ OLMAK"
Değerli misafirler,
Özellikle bugün salonumuza teşrif eden genç kardeşlerim, Allah sizlerden razı olsun.
Bugün Türkiye’de genç olmanın zorluklarını bilen bir kardeşinizim.
Bugün Türkiye’de genç olmanın hem avantajlarını hem de dezavantajlarını bir arada yaşıyoruz.
Eskisine göre eğitim ve iletişim imkanları çok daha geniş. İnternet ve teknoloji sayesinde bilgiye erişim kolaylaştı, dünya genelindeki gelişmeleri takip edebiliyoruz. Bunlar olumlu bir gelişmeler.
Ancak dezavantajlar tüm bu kazanımları gölgede bırakıyor. Krizler gençlerde kaygıyı artırırken, işsizlik ve gelecek belirsizliği yaygınlaşıyor. Manevi yoksunluk ve medya etkisi ise bilinçsiz tüketim ve değer kaybına yol açıyor.
İşte tam bu noktada “Erbakan Gençliği” modeli, “Önce Ahlak ve Maneviyat” ilkesiyle; bizlere yeniden dirilişi mümkün kılacak bir çerçeve sunar.
Eğer gençlerin ufkunu açacak idealler, onları sahiplenecek teşkilatlar ve dava şuurunu canlı tutacak liderler olursa,
Türkiye’de genç olmak büyük bir nimete dönüşür.
Türkiye’de bunu yapan, gençlerimizin ufkunu açan ve kendilerini inşa etmelerini sağlayan iki müstesna kurumumuz var.
Biri hiç şüphesiz Saadet Partisi Gençlik Kollarımızdır.
Gençlik kollarımızın gece gündüz demeden, Saadet iktidarı için çalıştığına bizzat ben şahidim.
Bu özel günde de, Gençlik kollarımızda bayrak değişimini gerçekleştirdik.
Ben bugüne kadar hiç emeğini esirgemeyen Ömer Faruk Çağrıcı kardeşime sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum.
Yeni Gençlik Kolları Başkanımız Haldun Pekdemir kardeşime de hayırlı olsun diyorum.
Haldun Başkan! Yükün ağır, bak bu gençlik seni bekliyor. Sıkılmadık el bırakmayacağız ona göre. Allah yardımcın olsun.
İkinci müstesna kurumumuz ise Anadolu Gençlik Derneğimizdir. Onlar da bugün bu salondalar, Erbakan hocamızı anmaya ve anlamaya geldiler. Hoş geldiler, safalar getirdiler.
Türkiye’nin dört bir tarafında, gençlere ulaşmanın, hizmet etmenin gayreti içerisinde olduklarına şahidiz. Bu gayretlerinden dolayı başta Salih Turhan kardeşim olmak üzere tüm AGD mensuplarına teşekkür ediyorum.
Anadolu Gençlik bizim fabrikamızdır, ağacın köküdür. Allah kendilerinden razı olsun.
Bu müstesna kurumlarımız, Türkiye’nin dört bir yanında açtıkları şubeler, atadığı temsilciler, düzenledikleri eğitim seminerleri, kamp programları, konferanslar, sosyal ve kültürel etkinlikler vasıtasıyla yüz binlerce gencin yetişmesine vesile oldu.
Allah onlardan razı olsun.
ERBAKAN’IN BİZE BIRAKTIĞI EN BÜYÜK MİRAS: HEYECANDIR!
Kıymetli misafirler, Merhum Erbakan Hocamızın hafızalara kazınan,
“Bir şey istiyorum. Heyecan, heyecan, heyecan!” sözleri adeta dillerde marş olmuştur.
Onun en büyük miraslarından biri işte “bu heyecan”dır. Peki nedir bu heyecan?
BU HEYECAN, KURU BİR DUYGU SELİ DEĞİLDİR!
Müslümanların ve tüm mazlumların kurtuluşu yolunda duyulan derin bir gayrettir.
Gazze’deki bir çocuğu kurtarma,
Afrika’da ilaca erişemediği için hayatını kaybeden bir kardeşimizi yaşatma çabasıdır.
Bu heyecan, varoşlarda çöp toplayarak evine ekmek götürmeye çalışan çocukların derdini dert edinme bilincidir.
Erbakan Hocamızın miras bıraktığı heyecan, insani ve vicdani bir sorumluluğu kuşanarak;
“Sen de bu davanın bir parçasısın, sorumluluktan kaçamazsın, bir köşede oturamazsın” hatırlatmasıdır.
Tabiiii bu heyecanı sadece sözde kalmış bir duygu diye görmek çok yanlış olur!
Erbakan Hocamız daima teşkilatlı mücadeleyi savunmuştur.
HEYECAN ANCAK TEŞKİLAT, PLAN VE AKSİYONLA BULUŞTUĞUNDA MEYVE VERİR.
O yüzden “Sizden bir şey istiyorum: Heyecan, heyecan, heyecan!” derken, aslında “Bu heyecanı hayata geçirecek organizasyonları kuralım, adım atalım” mesajı vermiştir.
İŞTE DEĞERLİ MİSAFİRLER, BU MİRAS BİZİM EN BÜYÜK SERMAYEMİZDİR.
BU MİRASA, BU HEDEFE, SAHİP ÇIKACAĞIZ!
GENÇLİĞİMİZE, GENÇLERİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ!
Yarım asrı deviren ulvi davamızın güzide mensupları biliyor ki
BİZİM DAVAMIZDA GENÇLER TARAFTAR DEĞİL KARARGAHTIR.
“BİR MİLLETİN ASIL GÜCÜ TOPU, TANKI, TÜFEĞİ DEĞİL, İMANLI VE İNANÇLI GENÇLERİDİR”
Tüm bunlardan sonra Erbakan hocamızın bazı cümlelerinde ne demek istediğini daha iyi idrak ediyoruz.
Merhum Erbakan Hocamızın dilinden düşmeyen şu ifade, adeta herkesin hafızasına kazınmıştır:
“Bir milletin asıl gücü; topu, tankı, tüfeği değil; imanlı ve inançlı gençliğidir.”
Peki, bu sözü nasıl anlamalıyız?
Bu söz, sadece manevi bir slogan değildir; aynı zamanda toplumsal, siyasal ve ekonomik gerçekliğe de işaret eder.
Silahlar, tanklar veya ordular elbette bir savunma gücü teşkil eder.
Ama unutulmamalıdır ki
Nice azlar, çoklara galip gelmiştir. O azlar, imanlı ve inançlı olanlardır.
İmanlı gençler, sadece cephede savaşmak için değil; aynı zamanda bilimde, teknolojide, sporda, sanatta ve siyasette de ülkesini ve insanlığı ileriye taşıyacak azim ve cesarete sahiptir.
İnancından, ahlakından, örfünden ve tarihinden kopmamış bir genç, her alanda “hakça” mücadele edebilir.
Zafer veya başarıdan önce Hakk’ın rızasını hedefler; bu da ona yıkılmaz bir irade kazandırır.
HOCAMIZIN BU SÖZÜNÜN ARKA PLANINDA,
“GÜÇ” KAVRAMINA DAİR KÖKLÜ BİR BAKIŞ AÇISI VARDIR.
GERÇEK GÜÇ, “MADDE” DEĞİL, “MANA”DIR.
MANEVİYATI YÜKSEK BİR TOPLUM TEKNOLOJİK EKSİKLERİNİ TAMAMLAMAK İÇİN GEREKLİ GAYRETİ VE ÇALIŞKANLIĞI GÖSTEREBİLİR.
ANCAAAK MADDİ SİLAHLARA GÜVENEN, MANEVİYATTAN YOKSUN BİR TOPLUM, EN İYİ SİLAHLARA SAHİP OLSA DAHİ DAĞILMAYA MAHKÛMDUR.
"YENİ NESİL SİYASET"
Değerli dava kardeşlerim, 2024’te Yeni Nesil Siyasetin işaret fişeğini vermiştik.
Bizim Yeni Nesil Siyaset söylemimizin üç temel ilkesi var:
Temiz bir dil, Hakkaniyet ve Önce İnsan!
İnsanları birbirine düşüren, nefret ve düşmanlık dilinden ülke artık yoruldu.
Kutuplaşma kısa vadede size oy getirebilir.
Ancak uzun vadede toplumsal barışı dinamitleyerek ülke için bir beka sorununa dönüşür.
Hakkaniyet, doğruya doğru yanlışa yanlış demeyi gerektirir.
Dünyanın en iyi işini de yapsanız teşekkür etmeyiz diyen bir muhalefet anlayışı bizim kitabımızda yazmaz.
Zaten en etkili muhalefet doğrular üzerine bina edilendir.
Diğerinin ömrü yatsıya kadardır! Ciddiyetinizi de kaybedersiniz.
Yeni Nesil Siyaset sadece insan için var. Milletimiz için var.
“Yeni Nesil Siyasetin arka planında ne var?” Açıklayayım:
● İnancı, aklı, bilimi, vicdanı ve adaleti bir potada eritme zorunluluğu var.
● “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Adil Düzen” hedefini canlı tutmak var.
● İnsanı, emeği ve kaynakları sömüren kapitalist anlayışa karşı, paylaşımı ve dayanışmayı savunmak var.
● Ayrımcılığı körükleyen ideolojilere karşı “ümmet bilincini” diri tutmak var
● Aile yapısını tehdit eden politikalar karşısında “önce ahlak ve maneviyat” düsturuyla duruş sergilemek var.
Yani,
Yeni Nesil Siyaset demek, Milli Görüş’ün idealleri demektir.
2025’te, SAADET 5.0 demektir.
Ülkemize, milletimize, memleketimize hayırlı olsun!
"VAR MISINIZ?"
Değerli misafirler, işte karşımızda;
Canıyla, malıyla cihad etmiş Mücahid bir lider, 55 yıllık tertemiz bir mücadele, Çelikleşmiş kadrolar, imanlı ve inançlı evlatlar var.
Bundan sonra ilk hedefimiz;
Erbakan hocamızın açtığı yolda, onun öğrettiği heyecanla ve her zaman sahip çıktığı gençliğimizle,
Yaşanabilir Bir Türkiye’yiİ Yeniden Büyük Türkiye’yi Ve Yeni Bir Dünya’yı kurmaktır.
Biz buradayız ve varız!
Yalın ayaklarıyla bir dilim ekmek için çöp arabasının arkasından koşmak zorunda kalan çocuk için varız.
Gazze’de mazlum için varız!
Doğu Türkistanlı yetim için varız!
Evine ekmek götürmeyen baba, tenceresi kaynamayan anne için varız!
Bir buradayız, varız ve Heyecanlıyız!
KIYMETLİ GENÇ KARDEŞLERİM, ŞİMDİ DOĞRUDAN SİZLERE SESLENİYORUM:
Sizler, dünyanın en fiyakalı akademik unvanlarını, en karlı ticari yatırımlarını elinin tersiyle itip Anadolu topraklarını saran efsanevi çınar Erbakan'ın taze filizlerisiniz.
Sizler, esarete meydan okuyup gemileri yakan medeniyetin evlatları olarak
bugün makam odalarını, koltukları ve torpilleri elinizin tersiyle itiyorsunuz!
Ben size bir şey vaat etmiyorum!
Sizler vaat edilenlersiniz.
Sizler baharı müjdeleyen o çiçeklersiniz.
Öyleyse, böyle önemli bir günde,
Erbakan hocamızı anmaya ve anlamaya gelen tüm misafirlerimize, ekranları başlarında bizleri izleyen Erbakan sevdalılarına ve aziz milletimize bir kez daha sormak istiyorum:
● Akıl, kalp ve ruh birliğiyle “Yeniden Büyük Türkiye” idealine hizmet etmeye, var mısınız?
● Filistin’den Amerika’nın arka sokaklarına, dünyanın dört bir yanındaki mazlumların sesi olmaya, var mısınız?
● Aileyi ve toplumu tehdit eden yozlaşmaya karşı; ahlak ve maneviyatı savunmaya, var mısınız?
● Millî Görüş’ün köklü mirasını, yeni nesil siyasetin dinamizmiyle harmanlayarak çalışmaya, var mısınız?
● Gönüllere dokunan bir dava insanı olup, fedakârca çalışmaya, var mısınız?
● Önümüze dikenli yollar koysalar da, Erbakan Hocamızın yolundan gitmeye var mısınız?
Allah yar ve yardımcımız olsun.
14 yıl önce rahmet-i rahmana uğurladığımız Erbakan hocamızı rahmet, minnet ve özlemle anıyorum.
Hocam, biz buradayız! Emanetin emanetimizdir.
Heyecanın, heyecanımızdır.
Davan, davamızdır.
Yolun, yolumuzdur.
Allah senden razı olsun. Mekanın cennet olsun.
Allah’a emanet olunuz. Esselamualeyküm!




