İktidar nedir?

Devlet yönetimini elinde bulundurmak, devlet gücü kullanma yetkisine sahip olmak, ya da bir yetkiyi elinde bulunduran kişi veya kuruluş...

Muktedir nedir?

Gücü yeten. Yapabilen. Bir şeyi başarmaya, yapmaya, gerçekleştirmeye gücü yeten.

Zihniyet nedir?

Bir toplumdaki ya da topluluktaki bireylerde, görüş ve inanış etmenlerinin etkisiyle oluşan düşünme yolu, düşünüş biçimi. Anlayış.

Şimdi hep birlikte düşünelim.

Diyelim ki, iki insan bir anlaşmazlık veyahut vukuat dolayısıyla hakim karşısında. Hakim, meselenin ne olduğunu idrak etmesine rağmen suçluyu suçsuz, suçsuzu suçlu ilan ediyor. Aldığı bu kararı kim değiştirebilir?

Diyeceksiniz ki, “Ama olmaz öyle şey. Hem bu ülkede Danıştay var, Yargıtay var hatta ve hatta adalet var.” Var mı gerçekten?

Kırılma noktası yaklaşıyor

Türkiye uzun bir zamandır uçurum hattında, bir uçurumun ucunun ucunda. Çok eskiye gitmeyeceğim ancak 11 Eylül 2001 Salı gününü de hatırlatmadan geçemeyeceğim. O günü dün gibi anımsıyor ve 7'den 70'e birçok kişinin mutlu olduğunu hatırlıyorum. Mutlu olunacak bir şey miydi, o başka bir mesele. Ama sonrasını hatırlıyorsunuz değil mi? Afganistan'ı, Irak'ı, Suriye'yi.

Eyy dişi çıkmamış çocuk...

Eyy çoluk çocuk takımı...

Ve daha fazlası...

Muammer Kaddafi'yi hatırla.

"Yedi sülaleniz başınızı secdeden kaldırmasa da bu vebalin altından kalkamazsınız!" sözlerini hatırla.

Rahmetli Bülent Ecevit'in ABD Başkanı karşısındaki duruşunu anımsıyor gözlerim. O gün aciz adam demişlerdi. Peki Ecevit bugün nasıl hatırlanmakta? 74 Kıbrıs Barış Harekatı ve Irak'a girmeyi kabul etmeyen adam.

Peki Erbakan?

Rahmetli Erbakan'ı, 'Beyefendi'ye anlatmanın lüzumu var mıdır?

Vardır, elzemdir, hayati bir önem taşımaktadır. Hayatta iken kendisi birçok kez duymuş ve anlamadığı aşikardır. Ama son ana kadar anlayabileceği ihtimalinden vazgeçmemek gerekmektedir.

Son 20 yılın özetini yaparak meseleyi uzatmak istemiyorum. Onun için sadece son dönemi dikkate alarak bir iki hususu paylaşmak istiyorum.

- Amerika'nın tink tankları ile alınan yol haritasında; Afganistan'dan Yemen'e uzanan kanlı yol haritasında büyük günahımız var.

- En zor zamanımızda yanımızda olmuş, olan, olabilecek Kaddafi'nin ölümünden vicdanımız kadar bedenimiz de sorumludur.

-Son ziyaretler kapsamında ifade edilen, "teröre karşı yalnız kalmayalım" sözleri ile yarın bizlerin de 'teröristsiniz'e dönüşeceğini bilerek; terörist ilan edeceğiniz insanlar, Kaddafi gibi aramızdan ayrılmanızı istemiyor.

- Hele ki, ülkemizin ne Suriye ne Mısır ne de Libya olmasını istiyoruz.

Bahçeli ve Soylu kıskacında Beyefendi

İşler giderek sarpa sarıyor.

Artık bir şeyler yoluna girer mi diye beklerken, her yeni gün daha da kötüye gidiyor. Nabzın düşmesi ritmin yakalanması gerekirken büyük bir kırılmaya doğru itekleniyoruz. Biz bunu biliyoruz da Reis bilmiyor mu, beyefendi bilemiyor mu? Muhakkak biliyor. Ancak bildiğinden emin olarak yol haritasında bir değişime yönelemediği kesin.

Herkesi tarafını seçmeye yönlendiren Sn. Bahçeli ile kendi suratına tükürülmesini söyleyen Sn. Soylu, ne yaptıklarının gayet idrakinde olan insanlar. Sonunda Soylu'nun yüzüne tükürülmeyecek, Bahçeli nazarında birileri terörist olacak.

Yavinde öldürülen polisimiz, sokakta öldürülen askerimizin failleri bulunamadığı

Ancak bu gidişatı hepimiz biliyoruz.

Amaç ve hedefleri Türkiye'yi bölmek, parçalara ayırmak.

Bu idealarını yerine getirmek için her türlü yolu deniyorlar.

Dış güçlerin planlarının başarılı olacağını düşünmüyorum.

Ancak iç güçler!!!

Onların ektiği ve biçmeye hazırlandığı bu nefret tohumu bizi bizden ayırmaya yeter.

Sözün özü;

İktidar oldunuz Beyefendi, tebrikler

Belki zorla muktedir oldunuz Reis Bey, tebrikler

Ama bu düşünce yapısı ve inançla, kiminin sonu Saddam gibi olurken kimi yerin sonu da Libya oluyor.

Şirazesi kayan, aldatılmıştır, yalnız kalmıştır. Bile isteyerek tercih etmiştir. İnsan, tercihinin esiridir.

Sizin tercihiniz?