Hatırlanacağı üzere 6’lı masa 28 Kasım 2022 Pazartesi günü: “Yarının Türkiye’sini inşa etmek için toplumu en geniş yelpazede temsil eden altı siyasi parti olarak, demokrasi tarihimizde bir ilki gerçekleştiriyor ve büyük bir adım atarak tam bir mutabakata vardığımız “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi”ni milletimizin takdirine sunuyoruz.” Açıklamasıyla 84 maddelik anayasa değişiklik teklifini kamuoyuna açıkladı.
Uzlaşma kültürü açısında önemli, gelecek için umut ve heyecan verici bir adımdır.
Anayasa: Devletin temel yapısını kişilerin hak ve ödevlerini devlet organlarını ve bu organların işleyişini düzenleyen esas ve kurallar bütünüdür.
Bundan dolayı anaysalar hazırlanırken, kişiye, bir gruba, bir ırka göre değil tüm topluma hitap edecek ve kucaklayacak şekilde hazırlanmalıdır. Bunun için de başta hukukçular olmak üzere toplumun her kesiminden görüş alındıktan sonra, en geniş uzlaşı ile hazırlanmalı ki toplum kabullensin ve kısa dönemlerde yeni bir anayasa talebi doğmasın.
Her ne kadar 6’lı masanın uzmanları, teklifi 84 medde olarak hazırlanmış olsa da:
“Anayasa değişikliği önerimiz, bir toplumsal sözleşme taslağıdır. Bu niteliğine uygun olarak değişiklik önerilerimizi, demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkeleri doğrultusunda toplumun tüm kesimleri ile müzakere ettikten sonra seçimlerin hemen ardından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunacağız.”
Demekle, hazırlanmış 84 maddede değişiklik yapılabileceği ve yeni eklemelere de açık olduklarını ifade etmiş oluyorlar.
Bilindiği gibi Mevcut anaya, zaman zaman yapılan değişikliklerle yamalı bohça haline gelmiş olsa da bir darbe anayasasıdır ve halen yürürlüktedir.
Bu yetmezmiş gibi üzerine, Bahçeli'nin Erdoğan Anayasaya uymuyorsa anayasayı ona uyduralım gibi akıllara durgunluk veren teklifi üzerine, kişiye özel hazırlanan “Başkanlık Sistemi”yle anayasa ucube bir hal aldı.
Çünkü Başkanlık Sistemine uygun gerekli düzenlemeler yapılmadan devam ediliyor. Keyfi uygulamalar çok rahat bir şekilde yapılabiliyor.
Kendilerine uymayan anayasa maddesine zorlama yorumlarla kendilerine uydurabiliyorlar.
TBMM işlevsiz hale gelmiş, Cumhurbaşkanı, yasa hükmünde kararnamelerle istediğini yapabiliyor.
Cumhur İtifakkının Anayasa anlayışı, Mekkeli Müşriklerin: “Yola çıktıkları zaman helvadan put yapıp taptıkları ve acıktıkları zaman putlarını yemesine benziyor.” Cumhurbaşkanın üçüncü kere aday olabileceği iddiaları gibi.
Bu mevcut zihniyet ülkeyi ciddi bir çıkmaza koymuş durumda. En azından bu sıkıntılardan kurtarmış olacak.
Hazırlanan 84 maddelik teklifin maddelerini bire bir değerlendirmenin zamanı değil elbette. Teklif toplumun ilgili kesimleriyle görüşülüp son haliyle meclise sunulduktan sonrası çok değerlendirilecektir.
Mevcut haliyle en bariz göze çarpan eksiklik, Kürt Meselesi diye bildiğimiz konuya açık bir sekilde değinilmemesidir.
Son 50 yıldır, gündemde olan yaklaşık 50 bin insanımızın hayatına mal olan yaklaşık 2 Trilyon dolar maliyeti olan ve uluslararası bir mesele haline gelmiş "Kürt Meselesine" nasıl bir çözüm getirilecek?
Bu meseleyi, Kürtler değil, Türkler çözecektir/çözmelidir.
Kürt halkına ne vaad ediliyor. Erdoğan’ın vatandaşlara ekonomide “sabredin” dediği gibi olmamalıdır.
Anayasalar, toplumun mutabakat sözleşmeleridir denildiğine göre ki, öyle olmalıdır. Peki burada Kürt halkı nasıl tanımlandırılacak? Mevcut vatandaşlık tarifinde yapıldığı gibi "Türk" kabul edilerek mi?
Kürt halkının ayrılma ayrı bir devlet kurma gibi bir talebi yok zaten. Ama bazı beklentileri olduğu da kesin.
Hazırlanacak yeni anayasada;
• Ana dilde eğitim
• Kürçenin ikinci resmi dil kabul edilmesi
• Kürt halkının müstakil bir halk olarak kabul edilmesi,
• Kültürel hakları,
• Okullarda okutulan tarih derslerinde, Türklerin Anadoluya gelişinden, yeni Türkiye'nin kuruluşuna kadar, Kürtlerin katkılarının da yazılması ve okutulması.
Ki yeni nesil, Kürt halkını inkar etmesin ve düşman bilmesin. Savaşlarda ve barışta Kürtler ve Türklerin cephelerde hep omuz omuza olduklarını, kardeşler olduklarını bilsin, Kürt ve Türk gençleri bir birine kin ve nefret taşımasın. Bugüne kadar olduğu gibi yarın da birlik ve beraber yaşasın.
Bu haklar bölünme ve ayrışmayı değil, birlikte yaşama ve beraberliği güçlendirecektir. Farklılıkları ayrışma ve bölünmenin sebebi değil, aksine bir zenginlik görmek gerekir.
Bu mesele uluslararası bir mesele haline geldiği için, daha önce, Temel Beyin teklif ettiği gibi, Türkiye, İran, Irak, Suriye, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Terör ve şiddete bulaşmamış, tüm Kürt gruplarının katılacağı, "Kardeşlik ve Barış Konferansının" Türkiye'de düzenleyeceği vaadi yapılması.
Bölge ülkeleri, bu meseleyi kendi aralarında çözmeli ki, Abd ve diğer emperyalis devletlerin bu meseleyi ikide bir kaşımasını.
Abd ve diğer silah üreten ülkeler, silahlarını satabilmeleri için hep savaş ve çatışma ister, barış olsun istemezler. Bu bilinçle adım atılmalı diyalog zemini hazırlanacağı vaadinde bulunulmalıdır.
6'lı masa şimdilik bu tekliflere hazır olmaya bilir. Ama cesaretle bu görüşmeler yapılabilmelidir.
Bu ülke ve milletimizin hayrına olacak ve terör belasından kurtarmış olacaktır.
Elbette bu anayasa teklifi önemli ve daha da geliştirelecektir. Ama esas olan yamalı bohça haline gelmiş mevcut anayasayı, sivil, katılımcı adil, verilen hakların “ama ve fakatla” geri alınmadığı ve herkesin kendini içinde göreceği yeni bir anayasa vadi yapılmalıdır.
Çünkü bir binanın temeli sağlam değilse, kolonlarla desteklemek kesin çözüm değildir. Önce binayı yıkıp temel sağlamlaştırılmalıdır. Bundan dolayı mutlaka yeni bir anayasaya ihtiyaç vardır.
Ama her şeye rağmen, mevcut sıkıntılardan kurtulmak için, 6'lı masanın hazırlığı, önemli ve değerli bir tekliftir.
Ama şunu da unutmamak gerekir ki, dünyanın en doğru yasalarını hazırlasanız bile, önemli olan uygulayacak zihniyete sahip olmaktır.
Hakın, hukukun, adaletın, insan hakları, birlik, beraberlik ve barışın hâkim olacağı bir gelecek dileğiyle.
Vesselam.