Yıllarca, vatandaşlarımızı korumak için, hudut bekleyen askerlerimizi, haince ve hunharca şehit eden PKK ve onların uzantısı olan DEM Partisi yetkilileriyle ‘Terörsüz Türkiye’ aldatmacasıyla tokalaşanların ellerini, seçim sandıklarında milletimiz mutlaka oylarıyla kıracaktır. Bunların tamamı, milletin kararlarıyla, mutlaka tasfiye edilmelidir.
Çünkü mesele ‘Terörsüz Türkiye’ değil, siyasi rant devşirmektir. Daha önce yapılan tüm haksızlıkları unutturmak için, yeniden bir makama gelmek için yapılan bu çalışmalar milletin gözünden asla kaçmamaktadır.
Daha önce Abdullah Öcalan aleyhinde en ağır konuşmaları yapan Bahçeli’nin bir anda saf değiştirerek Apo’ya methiyeler düzen, onu TBMM’ne davet eden kara ve o derece tehlikeli yaklaşımları elbette göz ardı edilemez. Bu kafa, seçimde mutlaka tasfiye edilecektir. Bu da öncelikle, ‘bayrak inmez’, ‘vatan bölünmez’, ‘şehitler ölmez’ diyerek vatandaştan oy derleyen tertemiz ve vicdan sahibi ülkücülere düşer.
Ali Ulvi Kurucu der ki:
Hayra teşvik eyleyüb şerden tevekkîz ettirir
Var mıdır insana vicdanından a’lâ nîk-hâh
Yani insana vicdanından daha üstün hayırlı bir dost bulunur mu? O vicdan ki, insanı kötülüklerden uzaklaştırır ve iyiliklere teşvik eder. Katillere merhamet göstermez.
Buna rağmen her ne hikmetse, daha önce ağza alınamayacak kötü ifadelerle birbirine hakaret eden iki insan, şimdi kuzu postuna girerek yollarına devam edebiliyor. Bu birlikteliğin arka planı mutlaka araştırılmalıdır. Zira ‘bu Devlet kime devlet’ araştırılarak netleştirilmelidir. Unutmamak gerekir ki, tarih bunları sorgulayacaktır. Böylece kirli çamaşırları milletin önüne bir gün serilecektir.
Ayrıca belirtelim ki, Ziya Paşa’nın dediği gibi:
Milyonla çalan mesned-i izzete ser-efrâz,
Birkaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir!
Yani, milyonla çalan izzet makamında, başlar üstündedir. Birkaç kuruş çalan ise kürek cezasına çarptırılır. Bir nevi yanlış yolda olanlar, yanlış politika uygulayanlar taltif ediliyor. Bunlara direnenler de ceza evlerinde inletiliyor.
Ayrıca bu ikilinin İsrail’e yaklaşımları son derece dikkat çekicidir. Zira İsrail’in binlerce Müslüman’ı, PKK gibi, öldürmesi, bu ikiliyi bir türlü uyandıramıyor, acaba neden?
Keza Çin’in Türkistan Türklerine karşı giriştiği katliamlarına da bu ikili susmayı tercih ediyor, acaba neden? Bütün bu kepazeliklere karşı bir açıklama dahi yapmıyorlar, yapamıyorlar. Zira bu cesaret işidir. Lafla peynir gemisi yürütülemez. Ama milletimize devamlı kabadayılar gibi haykırıp duruyorlar.
Milletine karşı kabadayı ama İsrail’e, ABD’ne gelince sus pus oluyorlar. Bu gibiler için yine Ziya Paşa haykırıyor:
Ey müftehir-i devlet-i yekrûze-i dünyâ,
Dünyâ sana (size) mahsûs u müsellem mi sanırsın?
Yani, dünyanın geçici nimet ve devletiyle iftihar eden(ler) ve övünen(ler)! Dünyanın sana (sizlere) tahsis ve teslim edileceğini mi sanıyorsun?
Onun için tekebbürünüzden vazgeçin, millete yaklaşın ki hayırla anılın. Yoksa zaten dünya berbat, ahiret de berbat olmasın…
Rahman ve Rahim,
Kadir ve Muktedir,
Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.
Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 31.07.2025