Bugün itibari ile yerel seçimlere 100 gün var. Yerel seçimler için partiler arası diyaloglar çok dikkat çekici görünüyor.

Bugün itibari ile yerel seçimlere 100 gün var. Yerel seçimler için partiler arası diyaloglar çok dikkat çekici görünüyor. Bu yazımda bunlara değinmek istedim. Her seçim atmosferinde partiler arası diyalog çok normal bir süreç, aslında ülke açısından düşünüldüğünde olumlu olarak bile düşünülebilir.

Genel seçim ittifakları yerel seçimde pek mümkün görünmüyor. Özellikle İYİ Parti kanadında devam eden istifalar İYİ Parti için olumsuz bir tablo ortaya koyuyor. Açıkcası genel seçimlerde ortaya konulan birliktelik ülke için çok büyük bir kazanımdı. Türkiye’nin özellikle son 20 yıldır kutuplaştığı bir dönemde muhalefet partilerinin bir araya gelerek çözüm arayışı siyaset ve temsiliyet açısından çok kıymetli bir tabloyu ortaya koymuş oldu.

Genel seçimlerde ortaya konulan bu mutabakat, iktidarın ve belli dengeler için istenilen bir durum değildi. İktidarın sıkça kullandığı argümanlar arasında yer alan “benzemezler” ifadesi çok doğru olmakla beraber, benzer olan ülke ve vatan sevgisi  benzemez liderlerin bir araya gelmesi ve kendi siyasi ikballeri uğruna bir mutabakat ortaya koyması ülke siyasetindeki kutuplaşma siyasetini bitirmeye dönük tarihi açıdan da önemliydi.

Gelinen noktada Kemal Kılıçdaroğlu’nun her konuşmasında hemen hemen ifade ettiği, “siyasi hayatıma mal olsa dahi” cümlesi tamda işin özetiydi. Genel seçimler bitti ve birileri kurban arayışına girdi. İşte ifade ettiğim iktidar ve çevresini rahatsız eden bu kucaklaşma, ana muhalefetin lider değişimi ile sonuçlandı.

Değişen CHP, aslında iktidarın tam istediği CHP’ydi. Sosyolojik açıdan incelendiğinde büyük siyasi yapıların varlıklarını devam ettirebilmeleri için üyelerini blok halinde tutması gerekir buda ancak karşı tarafın kendisinden net şekilde ayrılan bir başka yapıyla olması mümkündür. CHP tam da bu zaman diliminde kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı helalleşen bir dil ile iktidarın bu oyunu genel seçimlerde bozulmuş oldu. Muhalefet kanadında da bu süreçten rahatsız olanlar kendi kimliklerine yani asıl kodlarına dönmeyi uygun gördü. Bunu söylemlerden çokça rahat görebiliyoruz. Bu söylemleri kelime kelime yazarak bir tartışma başlatmak istenmiyorum ama bu ülkenin medeniyet değerleri köklerin olan geçmişten geleceğe kuşatacak olan bir yapıdır. Bu medeniyet değerlerini hiçe saymak ülke insanına ve ülkeye bir şey kazandırmayacaktır.

Her partinin seçimlere kendi adayları ile girmesi kadar doğal bir süreç yoktur. Ancak ülkenin Cumhurbaşkanlığı sistemi ile geldiği durumda her yerel seçimde genel seçim zemininde yapılıyor. Partilerin iç işlerine karışmak haddimize değil ama görünen tablo iktidarın işine yarıyor. Bu dağınık, birbiri ile kaos haline dönüşen ana muhalefet partilerinin seçmen açısından değerlendirmesi olumsuz görünüyor.

Genel seçimlere birliktelik mesajı veren muhalefet partileri, aynı performansı bu sefer tabanlarının isteğine rağmen ortaya koyamadığını görüyoruz. 20 milletvekili ile mecliste iktidarı zıplatan Saadet Grubu her söz alan vekili ile adeta iktidarı sarsıyor. Saadet Grubunun bu gayreti, ortaya koyduğu bu performans, yerel seçimlerde farklı bir zemin oluşturacağına inanıyorum.