Korona virüsü en fazla metropolleri vuruyor. Doğal hayattan uzak, beton ve asfaltın hakim olduğu yerleşim yerleri adeta virüsün cirit attığı alanlar haline geldi. Üst üste yığılı çok katlı yaşam bölgeleri, belki nefes alabildiğimiz ama tad alamadığımız hapishanelerimiz oldu Korona sayesinde.

ABD’de nüfusunun büyük çoğunluğu bahçeli, bir ya da iki katlı evlerin olduğu yerleşim yerlerinde sürdürür hayatını. Buna en büyük istisna New York, Chicago, DC gibi metropoller.  Zaten Korona’nın  hızlı ve kontrolsüz bir şekilde yayılımı da bu büyük metropollerde oluyor.

Orta ve orta-üstü gelir sahibi Amerikalılar büyük şehirlerin kalabalığı dışında bir hayat sürerken, metropol merkezlerinde en çok dar gelirli insanlar ve siyahiler yaşıyor. Bir anlamda Korona, en çok fakirleri vuruyor ABD’de, bir de siyahileri.

Diğer ülkelerdeki Korona vakalarının, etnik gruplar üzerinde nasıl dağıldığına dair çalışmalar yapılıyor mu, ya da Korona  virüsü bulaşacağı insanın ekonomik durumuna ya da cildinin rengine bakıyor mu bilmiyorum. Bildiğim bir şey var ki o da ABD’de, Korona virüsüne yakalanan ve hayatını kaybedenlerin içinde siyahilerin oranının yüksek oluşu. Bir çok konuda ayrımcılığa maruz kalan siyahilerde, beyazlara göre daha fazla Korona vakasının görülmesi kaygı verici noktaya geldi.

Korona vakasının en sık görüldüğü eyaletlerden birisi olan Louisiana’da, siyahiler nüfusun sadece üçte birlik bölümünü oluşturuyor. Fakat Louisiana Sağlık Departmanının paylaştığı verilere göre, ölenlerin yüzde 70’lik bir bölümü siyahilerden oluşuyor.

Milwaukee şehrinde de durum farksız. Şehrin yaklaşık dörtte birlik bir bölümü siyahilerden oluşurken, Korona vakasından hayatını kaybedenlerin içinde siyahi olanlar yüzde 50’lik bir orana tekabül ediyor.

Siyahilerin en yoğun yaşadığı ve ABD’nin de en büyük şehirlerinden birisi olan Chicago’da ise durum daha da kaygı verici. Chicago şehir nüfusunun yaklaşık üçte biri siyahilerden oluşurken, şehirde Korona sebebiyle ölenlerin yüzde 70’ini siyahiler oluşturuyor.

Amerika’da henüz Korona salgını sebebiyle  tahmin edilen ölü sayısında zirve noktaya ulaşılmış değil ve  başkan Trump’ın ifadesiyle yüzbinlerce ölüm bekleniyor. Yukarıda paylaştığım veriler sadece bazı bölgelerden öne çıkanları gösteriyor. Lakin bu örnek bile şunu bize net olarak gösteriyor; ABD’de Korona üzerinden yaşanan ölümlerin büyük bölümünde  sosyo ekonomik ve etnik açıdan bir adaletsizlik var.

Özellikle en fazla Korona vakasının yaşandığı New York’a dair böyle bir istatistik henüz paylaşılmadı. Fakat bu bölgede Siyahi nüfusun yoğunluğu göz önünde bulundurulursa, korkarım ki yukarıda çizdiğim tablo daha da dramatik bir şekilde karşımıza çıkacak.

Korona herkesi eşitledi, zengin fakir, siyah ya da beyaz farketmiyor, bulaştığı herkesin canını yakıyor söylemi ABD’de geçerli değil gibi. Korona vakasının bir etnik grup üzerinde daha fazla can kaybına sebep olmasının farklı okumaları yapılabilir. Bu virüs özellikle Afro-Amerikalı’lara labaratuvar ortamında nakledilmediğine göre, neden daha fazla ölümler siyahilerde yaşanıyor? Muhakkak ki bunun sebebleri içinde daha önceki yazılarımda bahsettiğim ABD’deki sağlık sigorta sistemindeki eksiklikler ve sosyo ekonomik seviyeleri yüzünden bir çok insanın sağlık hizmeti alamaması yatıyor.

ABD Nüfus sayım bürosunun verilerine göre ülke nüfusunun yüzde 14’ü Afro-Amerikalı (ABD’de siyahiler için bu tabir kullanılır) Ülkede sağlık sigortasından faydalanamayan beyazların oranı yüzde 7 buçuklar, Asya kökenli Amerikalılarda yüzde 6 seviyelerinde iken, Afro Amerikalı’larda bu oran yüzde 18’lere çıkıyor. Bir başka ifadeyle ABD’de etnik gruplar içerisinde en fazla sigortasız kişi oranı Siyahilerde.

Diğer bir nokta ise Ekonomik faktör. Economic Policy Ensitütüsü’nün verilerine göre 2000 ve 2015 yılları arasında ABD’de en düşük gelire sahip etnik grup yine Siyahiler. Siyahiler içerisindeki işsizlik oranı ise (şu anda Korona dolayısıyla işini kaybeden insanların oranlarını bir kenara bırakacak olursak) ülke standartlarının zaten çok üzerinde.

Diğer dikkat çeken bir çalışma da Boston merkezli biyoteknoloji veri firması Rubix Life Sciences’dan. Firma, bazı eyaletlerin son sağlık faturalarını gözden geçirdikten sonra  öksürük ya da ateş gibi semptomları olan siyahilerin diğer gruplara göre daha az Korona testlerine tabi tutulduğu sonucuna ulaştı.

Her ne kadar salgının dünyada yayılmaya başladığı ilk günlerde Türk ırkının bu virüsten en az etkilendiği gibi şovenist yaklaşımları görmüş olsak da, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Korona virüsü ırkçılık yapıp belli bir grubu ya da etnik yapıyı doğrudan hedef almıyor. Fakat grupların sosyo ekonomik durumları, bu virüsten nasıl etkilendiklerini doğrudan ilgilendiriyor.

Amerika’daki ırkçı faşizan ayrımcılık kanunlarla engellenmiş olsa da, geçmişi bu konuda kara lekelerle dolu bir mirası var. Bu miras göz ardı edilemeyecek kadar güçlü bir şekilde topluma işlemiş, bunun karşılığı olarak da gerek hukuki, gerekse  ekonomik alanlarda siyahilerin maruz kaldıkları ayrımcılık çoğu zaman saklanamıyor.  Sosyal devlet anlayışının  yok denecek kadar zayıf olduğu ABD’de, ne yazık ki kişinin ekonomik gücü, alacağı sağlık desteğini doğrudan etkliyor. Her ne kadar Kovid-19 sebebiyle hiç kimsenin sağlık hizmetinden yoksun kalmayacağı belirtilse de Siyahiler arasındaki ölüm oranının yüksekliği kafalardaki soru işaretlerini kaldırmıyor.

Amerika’da pek çok etnik köken, ekonomik grup vb üzerine araştırmalar yapılıyor. Yaşadığımız pandemic üzerinden, virüsün Amerikalı Müslümanlara dönük etkileriyle ilgili istatiksel bir çalışmaya henüz rastlamadım. Siyahilere dönük çifte standartların yaşandığı ABD’de, müslümanlara karşı nasıl bir fotoğrafla karşılaşacağımızı ilerleyen günlerde hep beraber göreceğiz.