İsmail Müftüoğlu "Son türkümü söylemedim ki..." başlıklı bir yazı kaleme aldı.

İsmail Müftüoğlu'nun "Son türkümü söylemedim ki..." başlıklı köşe yazısı...

Ömrümüzün dörtte üçü mücadele alanında geçti. Yardan ayrı kaldık, yolları usandırdık. Bu yolda terledik, ayaklarımız nasırlaştı ama inandığımız davanın peşinde koştuk, bazen yorulduk, bazen de ağladık.

Bazen tarihimizin şeref levhalarıyla avunduk, bazen de arkamızdan vurulduk. Bazen dost bildiklerimizde yanıldık, bazen ayazda kalmış gibi üşüdük ama girmiş olduğumuz yoldan asla vazgeçmedik. Nefî’nin dediği gibi:

Ne dünyâdan safâ bulduk ne ehlinden recâmız var

Ne dergâh-ı Hudâ’dan mâ’adâ bir ilticâmız var

Yani bu vefasız dünyadan bir zevk alamadık; zevk alanlara da boyun eğip yalvarmadık. O’nun lütuf ve ikramından başka sığınacak bir yerimiz kalmadı. Onun için de münkesiriz.

Zira insanlara kendimizi inandıramadık. Onun için çok yorulduk, bazen ağladık ama kimseyi ağlatmadık. Bazen ağır olan yükümüzü taşıyamaz olduk, çok yorulduk ama davamızdan asla istinkâf etmedik, yolumuza devam ettik.

İnandığımız yolda saçlarımız aklaştı, alın çizgilerimiz derinleşti, böylece yolun sonuna yaklaştık. Asla dünyevileşmiş insanlara boyun eğmedik, yolumuza devam ettik ama beklenilen hedefe de ulaşamadık, kûşe-i uzletimize çekildik.

Tespihimizle çileli ömrümüzü çekmeye başladık, böylece tespih tanelerini de yorduk.

Şair Sadettin Kaplan’ın tespit ettiği gibi:

Uğrun uğrun uğrayıp da ömrüme,

Ne çabuk geçtiniz böyle seneler…
Derdi-gamı eleyip de gönlüme,

Ne çabuk geçtiniz böyle seneler…

Evet, geçti ama delip geçti seneler… Gönlümüzü üzüyordu seneler… Geride bıraktığımız yolları tamamlayacak olanlar elbette bulunacak, onun için de müftehiriz. Unutmamak gerekir ki debdebe yorucu, hayırlı istikamet ise ferahlatıcıdır.

Önemli olan şükredebilmektir. 

Ömrümüz bir kurşun hızıyla geçmekte, hedefe varamazsak münkesir olarak ölürüz. Çünkü biz;

Yârin yaylasında yaylamadım ki,

Şu deli gönlümü eğlemedim ki,

Daha son türkümü söylemedim ki,

Ne çabuk geçtiniz böyle seneler…

(Sadettin Kaplan)

Onun için deriz ki;

Sabah olur, akşam olur, gün geçer.

Ağladığın geçer, güldüğün geçer.

Bu devrânda mevki geçer, ün geçer,

Bilemezsin nerde biter şu ömür.

(Sadettin Kaplan)

Netice-i kelâm:

Ha üç gün yaşadık, ha doksan sene,

Ömür ne ki, bir yudumluk çay, anam…

(Sadettin Kaplan)

Rahman ve Rahim,

Kadir ve Muktedir,

Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz. 

“Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.”                 

Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). Beylerbeyi – 15.04.2024