İsmail Müftüoğlu "Hazmedemiyoruz" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

İşte yazının tamamı....                            

Önce, Milli Görüş içinde yenilikçi ve gelenekçi ayrımını yapanları, daha sonra da Ak Partiyi kuranları hazmedemiyoruz. Onların gerçek Milli Görüşçü olmadığını biliyoruz.

Sonra, Saadet Partis'inden beklediğini alamayan ve akabinde intikam almak için Has Partiyi kuranları da asla hazmedemiyoruz. Onların siyasi oportünist olduklarını ve çakma Milli Görüşçü olduklarını biliyoruz.

Daha sonra, Milli Görüşün hiçbir partisinde ve teşkilat kademelerinde çalışma yapmadığı halde kendilerini gerçek Milli Görüşçü olarak takdim edenleri, gerçek Milli Görüşçüler kan ter içinde Anadolu’yu adım adım dolaşırken, başkalarıyla oynaşmakla vakit geçirenleri, sadece babasının isminden istifade etmek için biz de Milli Görüşçüyüz diyenleri, Milli Görüşün partisi Saadet Partisi'ne zarar vermek için Yeniden Refah Partisini kuranları da hazmedemiyoruz. 

Anayasal düzenin hukuk ve kanuni hükümlerini dikkate almadan, bir nevi ‘kanun benim’ diyenleri de hazmedemiyoruz. 

Ülkenin gelir kaynaklarını çarçur eden, böylece milletin ekonomisini perişan eden, iç borcu artıran, Türk Lirasının değerini yerle bir eden idarecileri de hazmedemiyoruz.

Sanayileşme hamlesini durdurma adına Milli Görüşün hükümet olduğu dönemlerde yapılan fabrikaları özelleştirme diyerek yok pahasına satanları da hazmedemiyoruz. 

Müslüman ülkeleri ve Müslümanları vuran ABD ve AB koalisyon güçlerine yardımcı olan yöneticileri de hazmedemiyoruz. 

Aile yuvasını perişan eden kanuni düzenlemeleri yapan, zinayı suç olmaktan çıkaran, düşünce sahiplerini de hazmedemiyoruz. 

Dış politikada ülkemizin itibarını yerle bir edenleri, zamanında bir nevi düşman ilan edilen Yunanistan, Mısır ülkelerini özür dilercesine ziyaretleri de hazmedemiyoruz.

Ülkemizin siyasetini kamplaştıranları, ayrıştırıcı üslup takınanları, “Müminler ancak kardeştir”(Hucurât/10) ayetine aykırı davrananları, katmanlar arasındaki uçurumu derinleştirenleri de hazmedemiyoruz.

Millet kıt kanaat geçinirken, itibardan taviz verilmez denerek saraylarda yaşayanları, konaklarda, köşklerde barınanları ve her türlü israfı yapanları da hazmedemiyoruz. 

Adaleti, gücü sayesinde yerle bir edenleri, bunların hukuki olmayan uygulamalarına ses çıkarmayan yargı mensuplarını da hazmedemiyoruz.

‘Buyruğumdur’ diyerek geçmişe özenenleri, ülkenin anayasal düzenini hesaba katmadan laf edenleri de hazmedemiyoruz. 

Söz dinlemez, isyankâr, ikiyüzlü insanları, sözünde durmayanları, milleti söyledikleri ile aldatanları hazmedemiyoruz. 

Nefsini şımartanları, yanlış yaptıklarından nedamet duymayanları, hep ‘ben, ben’ diyenleri hazmedemiyoruz. 

Vicdanı kurumuş, belleği bozulmuş, enerjisi tükenmiş, sümme’t-tedarik tedbirlerle ayakta duran ama ahkâm kesmekten vazgeçmeyenleri de hazmedemiyoruz.

Konuşmaları ile toplumu devamlı ajite etmeye çalışanları, güç gösterileri ile herkesi susturmaya çalışanları, konuşmalarında tehdit savurup, söylemlerinde istikrar bulunmayanları hazmedemiyoruz.

Kendilerini layüsel görenleri, millete tepeden bakanları, hemen hemen tüm konuşmalarıyla milleti tedirgin edenleri de hazmedemiyoruz.

İnsanlığı pâ-mâl eden alçaklığı yık, ez; Billâh yaşamak yerde sürüklenmeye değmez. (Tevfik Fikret)

Ülkemizde bir nevi Haim Nahum doktrinini yerine getirmek için milleti aç bırakanları, işsiz bırakanları, borca esir edenleri, dinden uzaklaştırıcı tedbirleri alanları, milleti bölmeye çalışanları hazmedemiyoruz.    

İsrail’in Gazze ve Filistin’in diğer bölgelerinde giriştiği soykırıma karşı sessiz duranları, İsrail ile ticarete devam edenleri, onlarla diplomatik münasebetleri kesmeyenleri ama konuşmalarıyla mangalda kül bırakmayanları hazmedemiyoruz. 

AB’ne gireceğiz diye diye faizin hızını kesmeyenleri, her türlü israfı hak bilenleri, ahlaksız dizileri TV ekranlarından seyrettirenleri, LGBT’nin yayılmasına sebebiyet verenleri hazmedemiyoruz.

Netice-i kelam, belirttiğimiz hususları nefsimiz için değil, Allah için millete hatırlatmakla görevimizi yapmaya çalıştık.  

Rahman ve Rahim,

Kadir ve Muktedir,

Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.                  

Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). Cağaloğlu – 22.02.2024